OBBKT
OBBKT KURULUŞU
1. Dünya harbi ve etki sürecinde Ordu ilinde birlikteliğin ve sosyal hayatın bir parçası olan tiyatro mütareke yıllarında Düz mahalledeki kilise yapısında Ordulularla tanışır.
Rumca temsillerin yapıldığı tiyatro faaliyetlerine imrenen Ordulu gençlerden gazeteci Ali Rıza GÜRSOY, Hamdi UZMAN, Mustafa ÖNGÖR ve Fevzi GÜVEMLİ gibi özgür ruhu bedenlerinde hisseden gençler aynı binada ilk oyunları olan “İntihab-ı Milli” (Ulusal Uyanış) adlı eseri sahneye koyarlar.
Tiyatroda atılan ilk adımın ardından bu süreç içinde kentimizde tiyatro faaliyetleri daha çok milli mücadele yıllarını anlatan milli piyesler şeklinde sahnelenmiştir. 1924 yıllarında Namık Kemal’in “Vatan Yahut Silistre” adlı piyesinin yanı sıra yine ilk olarak batılı anlamda tiyatro eserleri de Ordu tiyatro tarihinde yerini almıştır.
Bu eserler arasında Ahmet NURi’nin “Sekizinci” Reşat Nuri GÜNTEKİN’in “İstiklal” ve “Beş Devir” Piyesleri İsmet Paşa İlkokulunda ve sonraki yıllarda Halkevi tarafından İhsanbey Sinemasında oynanmıştır.
19 Şubat 1932 yılında kuruluşu tamamlanan Halkevleri kapandığı yıl olan 1951’e kadar Anadolu da tüm kentler de; Dil, Edebiyat, Tarih, Güzel Sanatlar, Temsil, Spor, Sosyal yardım, Halk Dershaneleri ve kurslar, Kütüphane ve Yayın-Köycülük, Müze ve Tarih alanlarında faaliyetler göstermiştir.
Yurt çapında kurulmasına karar verilen halkevlerinin ilk şubelerinden biri de Ordu’da açılmıştır. Halkevi binasının tamamlanması ile mekânsal sorun da ortadan kalkmıştır. Ordu tiyatro hayatına önemli tiyatrocular kazandıran “Halkevi” nin tragedya ve dram ustası Namık Semih MAYDA, komedya ustası Kamil GÜLEN unutulmazlar arasına girmiştir.
Yine bu yıllarda sahnelenen oyunlar arasında yer alan Aka GÜNDÜZ’ün “Mavi Yıldırım” piyesinde öğretmen Edibe AKYOL Ordu da ilk kadın oyuncu olarak sahneye çıkmıştır. Edibe hanımın cesur ve örnek davranışı ile o yıllarda Halise Hanım da oyunda görev alarak kent kadınlarının simgesi olmuşlardır.
Halkevinde sahnelenen oyunlar ile Orduda tiyatro adeta bir tutku haline gelmiştir. 1940 yıllarda Gençler Yurdu, Spor Yıldızı gibi kulüplerde tiyatro gösterileri sahnelenmeye başlamıştır.
Kulüplerin sahnelediği oyunlar arasında;
-Mezarda Işık -Canavar -İş Adamı -Bir Adam Yaratmak -Kahraman -İnsan Sarrafı -Tohum -Cehennem -Vatan Yahut Silistre ve birçok eser Ordu halkının beğenisine sunulmuştur.
Bu dönemde Ali Rıza GÜRSOY tarafından yazılan ve Hamdi UZMAN tarafından sahnelenen “Çığ” adlı oyun Orduda yazılan ve sahnelenen ilk eser olarak tiyatro tarihimize girmiştir.
1951 yılında Halk evlerinin kapatılması ile 1960’lı yıllara kadar birçok Anadolu kentinde sanat ve kültür faaliyetleri suskunluk dönemine girmiştir. Ancak bu suskunluk Ordu da 1954 yılına kadar kısa süreli hissedilse de uzun ömürlü olmamıştır.
1951 yılında Muhsin ERTUĞRUL tarafından açılan İstanbul Küçük Sahne oyuncuları arasında yer alan Ali ÜSTÜNTAŞ her yıl Ordu ya geldiğinde Kirazlimanı gençleri ile bir oyun sahneye koymuş ve oynamıştır. Bu oyunlar 1954 yıllarında kurulan “Kirazlimanı Spor Kulübü” gençleri ile 1960’lı yıllara kadar sahnelenmiştir.
60’lı yıllarda Ali ÜSTÜNTAŞIN ölümü ile gelenek bozulmamış olup, bu semtte yetişen gençlerden Kadir PEKBAŞ ile Aydın ÜSTÜNTAŞ “Kafa Tamircisi” adlı oyunu sahnelemişlerdir.
O yıllarda kadın oyuncu sayısının oldukça az olması hatta bulunamaması gibi sorunları Kirazlimanlı gençler yaşamamıştır. Sahneye konulan “PALAVRA” ve “AYYAR HAMZA” gibi oyunlarda 4 kadın oyuncuyu sahneye çıkarabilmişlerdir.
1961 yılının soğuk bir kış günü dalgaların yola çıktığı ve mavnaların kırılıp battığı karlı bir günde gazeteci Uğur GÜRSOY’a Kirazlimanı Mahallesi Tiyatrosunun elemanlarından Kadir PEKBAŞ bir dilekte bulunur :
Biz “HARPUTTA BİR AMERİKALI” piyesini kulübümüz adına oynatmayı düşünüyoruz. Ancak bayan eleman bulamadığımızdan çalışmalarımızı sürdürememekteyiz. Uğur Bey, sen önce gazetecisin. Bize bir çıkış yolunu mutlaka bulursun” der. Gazeteci Uğur GÜRSOY o dileği dikkate alarak Ordu Valisi Nusret BUDUNÇ’u ziyaret eder. Kirazlimanı Mahallesi tiyatrosunun sorunlarını Vali beye iletir. Uğur GÜRSOY o günleri şöyle dile getirir.
Vali Nusret BUDUNÇ’u ziyaretim sırasında bana ilk söylediği -salon bakımından hiç şüpheniz olmasın, Halk Eğitim salonu tiyatro için yapılmıştır ve Ordu’daki tiyatrolara her zaman kapısı açıktır- der….
İşte bu güzel haberi Kadir PEKBAŞ’a bildirdim. Ancak oyunda gereken 2 bayan oyuncuyu nasıl ve nerden bulacağımı da biraz üzüntüyle ilettim.
O günlerde Öğretmenler derneğinin Kızılay salonunda yaptıkları yıllık toplantıda gazeteci olarak ben de vardım. Toplantıda sarışın, güçlü, güzel bir öğretmen kürsüye çıktı gür sesiyle yönetimi tenkit etti ve masaya vurarak yeni yönetimden hizmet isteyerek alkışlar arasında kürsüden indi.
İşte o anda HARPUTTA BİR AMERİKALI oyununun annesini yakalamıştım. Çünkü hoca hanım tiyatro yapmamasına rağmen müzik dersleri vererek sanatın içerisinde olduğunu madden ve manen hissettiriyordu.
Nefesi hiç kesilmeyecek uzun soluklu bir tiyatronun ilk adımları yavaş yavaş ilerliyordu…..
Fatma DEMİRHAN’ı ikna eden Uğur GÜRSOY sahneleyeceği oyun için kadrosuna Kız Sanat Enstitüsü öğrencilerinden Sevim ŞENER’i de katarak Halk Eğitim Salonunda provalara başlar.
Büyük bir heyecanla sahnelen oyun tiyatroyu çok seven Ordululara bir hız getirir. Hız kazanan tiyatro tutkusuyla 1961-1964 yılları arasında “Gençlik Tiyatrosu” kurulur ve bir çok oyunu sahnelerler.
-Harputta Bir Amerikalı -O Kadın -Göç -Pusuda -Nalınlar -Yalan
-Kerpiç Memet -Teklif -Yağ -Duvarların Ötesi -Saygılı Yosma -İki Sıkılgan -İstiklal gibi oyunlar ile birçok turneler yaparlar.
Artık Orduda tiyatronun perdelerini kapatmadan geçireceği yıllar için alt yapının hazırlıkları başlamıştır.
19.10.1962 - 18.06.1964 yılları arasında Ordu Valiliğini yapan Sefa POYRAZ İstanbul Şehir Tiyatroları Baş Rejisörü Muhsin ERTUĞRUL’a bir mektup yazar. Kısa bir süre sonra gelen cevap yazısı ile gazeteci Uğur GÜRSOY, Muhsin ERTUĞRUL ile görüşmek için istanbul’a gider. Ordu tiyatro tutkusunu tüm coşkusuyla Muhsin ERTUĞRUL’a anlatan Uğur GÜRSOY kendilerini Ordu ya davet eder ve bu konuda söz alır.
18 Mart 1964 tarihinde Orduya gelen Muhsin ERTUĞRUL hiç vakit kaybetmeden geniş çaplı araştırma ve incelemelerde bulunur.
Aynı günün akşamında Ordu Şehir Kulübün de yemekte, Vali Sefa POYRAZ ve Av. Orhan EROĞLU’nun konuşmalarının ardından söz alan gazeteci Uğur GÖRSOY, Muhsin ERTUĞRUL’a şöyle der;
-Sayın Hocam Orduya gelerek bizleri güçlendirdiniz ve şereflendirdiniz.
-Sizleri saygıyla selamlarım.
-Konumuz Ordu şehir tiyatrosu: farz ediniz ki maroken koltuklu tüm olanaklara sahip anahtarı bizde olan bir tiyatro binamız var.
-24.000 nüfuslu orduda oyunumuzu kaç kez oynayabiliriz?
-Biz orduda kuracağımız tiyatroyu bölge tiyatrosu statüsüne göre yönlendirmek istiyoruz.
-Devletin eliyle gidilmeyen yerlere tiyatromuzla giderek halkımıza tiyatroyu tanıtacağız. Gideceğimiz yerlere elbette maroken koltuklu modern tiyatro binasını götüremeyeceğiz, manevi gücü olmayan tiyatroların maddi gücü olsa neye yarar…amacımız bölge tiyatrolarını ordu belediye tiyatrosu olarak gerçekleştirmektir. -Sayın hocam Türk tiyatrosunun bugün dünya tiyatroları arasında yeri nerdedir?
Muhsin Hoca şöyle cevap verir;
-Hayli geriyiz, Mısırdan bile geriyiz.
Bu söz üzerine Uğur GÜRSOY;
-Peki kimin veya kimlerin yüzünden 50 yıldır Türk tiyatrosunun başındasınız. Görülüyor ki büyük şehirlere önem verilmiş.
-Anadolu’da ki kentler kasabalar unutulmuş.
-Halkevi tiyatrosu da olmasa Türk halkının çoğu tiyatroyu belki hiç bilmeyeceklerdi. Biz Ordu’da değil Karadeniz bölgesinde ve Türkiye genelinde tiyatro yapmak istiyoruz.
-Hedefimize ulaşmak için bizlere yardımcı olunuz.
-Tiyatro tutkusunu tiyatro sevginizle ateşleyiniz.
-Bina konusunu ilerde çözümleriz, lütfen Ordu Belediye Tiyatrosunu hep birlikte kuralım.
Konuşmayı dikkatle dinleyen Muhsin ERTUĞRUL Bey ayağa kalkarak elindeki su bardağını şerefe kaldırır ve şöyle der;
-Evet Ordu Belediye Tiyatrosu artık kuruldu. 18 Mart 1964
Muhsin ERTUĞRUL’un İstanbul’a dönüşünün ardından 1964 yılının haziran ayında İstanbul Şehir Tiyatroları rejisörlerinden Ergun KÖKNAR Ordu’ya gelir. Gürses gazetesinin basıldığı matbaanın bir bölümünde Belediye meclis üyeleri ile birlikte resmi kuruluş çalışmalarına başlarlar. 19 Haziran 1964 de “Halk Eğitim Merkezi” Büyük Dershanesinde Belediye Başkanı Fazıl SÖZER başkanlığında Belediye Meclisi toplanır.
Tarih 19.06.1964 yer Belediye Meclis Salonu Salonda bulunanlar;
Başkan Fazıl SÖZER,
Muammer ÇAKMAK, Osman Yaraş, Ahmet KULAŞ, Ethem GÜNEL, Telat FURTUN, Hami GÖZÜKAN, Abdullah AKINCI, Halit GÜRSOY, Cemil YÜKSEL, Muzaffer YÜCE, Ali DEMİR, İbrahim AYDIN
O gün meclis toplantısı bulunamayan üyeler ise;
Yekta KARAMUSTAFAOĞLU, Mehmet KARAKAYA, Osman ERİBOL, İbrahim KÖKSAL, Ayhan ANLAR, Ahmet ANAÇ, Ahmet GÖNCÜ, Nihat HİTAY, Orhan AKATA, Hüseyin AKÇİÇEK, Ziya ÇELEBİ, Velitin ENGİN dir.
Artık tüm çalışmaların sonucu meclis kararı ile tescillenecektir. O gün mecliste olup bitenler şöyle anlatılmaktadır;
Gündemin 1.Maddesi
Azadan Ali Demir söz alarak;
-Geçen celsede komisyona havale edilen Şehir Tiyatrosu hakkında karma komisyon raporu hazırdır. Gündeme alınarak görüşülmesini teklif ediyorum- der ve ittifakla gündeme alınan rapor okunur.
Raporun okunmasının hemen bitiminde söz alan Azadan Cemil Yüksel;
-Tiyatronun açılması Belediyeye bir külfet değilse, bunun garantisi nedir? İzahat verilsin- diyerek gündemin hararetli tartışılmasına sebep olur.
Komisyon adına söz alan Ali DEMİR;
-Mukavelede 6 tane konuk sanatçı kabul ediliyor. 4 tanede 12 ay çalışmak üzere 500-700 lira yerli sanatçılara veriliyor. Rejisör arkadaşla görüştük, Bafra'dan Hopa'ya turne yapılacak temsiller verilecek. Senede 150 bin lira masraf tutuyor, iki aylık masraf 50 bin lira bunların bir kısmı kuruluş masrafıdır.
-Turistik bakımdan memleketimizi tanıtmak mecburiyetindeyiz. 50 bin lira iki ay için kafidir. Daha sonra hasılat temin edilecek, bu arada sanat severlere bir dernek kurularak tiyatroya yardım alınacak. Hükümetlerden de yardım istemekle açığımız kapatılabilir. Ancak yüzde yüz maddiyata bağlanarak işe başlamak olmaz. Tiyatro bir okuldur. Bu yüzden bu raporu hazırladık diyerek artan tansiyonu biraz hafiflemiştir.
Söz alan Aza Cemil YÜKSEL;
-Biz bu tiyatroyu şehrin sanat anlayışına yardım olsun diye kuracağız. Falancı filancı yardım edecek diye kurmuyoruz- diyerek sözlerini bitirir ve meclis üyeleri artık başkanın ağzından çıkacak sözü beklemektedirler.
Başkan Fazıl SÖZER;
-Bu işi başarmaya çalışacağız- diyerek hazırlanan raporu oylamaya sunar. Rapor ittifakla kabul edilir.
Belediye Meclisinde birlikte hareket edilerek şehir tiyatrosunun kurulmasına karar verilir.
Ordu Belediyesi Tiyatrosu için yapılacak masraf Belediye bütçesine koyulmadığından Belediyeye alınacak 50.000 liralık cenaze arabası ödeneği tiyatroya aktarılır. Ancak bu miktar hala yeterli değildir. Vali Sefa POYRAZ devreye girerek Özel İdare ödeneğinden 20.000 lira vererek tiyatronun kurulmasına katkıda bulunur.
Tiyatronun en önemli gereçleri olarak bilinen ışık ve efekt malzemelerini almak için hazırlıklar yapılır. Vali Sefa POYRAZ Halk Eğitim Salonunu tiyatronun emrine vermiştir. Artık “ORDU BELEDİYESİ KARADENİZ TİYATROSU” ismi tescillenerek Halk Eğitim salonunun kapısına asılır.
Uzun ve birçok zorluklara rağmen kurulan tiyatromuzun 45 yıllık sanat yaşamı artık başlamıştır. 1964-1974 yıllarını kapsayan 10 yıllık zaman dilimini sahnelenen oyunlar ile sizlere aktarmaya çalışacağız.
Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu perdelerini ilk olarak “Hülleci” oyunuyla açar.
Oyunun oynanacağı Halk Eğitim salonu, Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosunun ilk Genel Sanat Yönetmeni ve aynı zamanda Mimar-Mühendis olan Ergun KÖKNAR için bir problemdir. KÖKNAR, Akustiğin kısmen de olsa düzeltilmesi için Metin GÜVEN’le birlikte yapının balkon seviyesine kadar çuvallardan bir çatı inşa ederek durumu azda olsa çözmeye çalışır.
Sıkıntıların devam ettiği ama heyecanın doruk noktasına ulaştığı o günlerde artık provaların başlaması gerekmektedir.
İlk prova kadrosu Ergun KÖKNAR, Orhan GÜRSES, Halis YAMAK, Halis ŞAHİN, Aydın ÜSTÜNTAŞ, Metin GÜVEN, Uğur GÜRSOY, Fatma DEMİRHAN, Gülçin ÖZOVA, Suna PEKUYSAL, Mustafa GENCER, Fatma AKSOY, Yalçın ŞENER ve Yurdal KARAHAN’dan oluşmaktadır.
Tiyatronun kurulmasında katkıları olan Vali Sefa POYRAZ başka bir ile atandığından yerine Vali Mustafa KARAER gelir. Yeni vali tiyatro tutkunudur, tiyatro için ne istenirse yapar ve çalışmaları yakından takip eder.
Tarihi gün gelmiştir...4 Şubat 1965
Vali Mustafa KARAER perde açış konuşmasını şöyle yapar:
“Bugün Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosunun perdelerini açıyoruz. Şu an duyduğumuz mutluluk sonsuzdur. Sanatsever gençlerimiz Ordu'ya bir tiyatro kazandırmak için çok çalıştılar. İşte bu çalışmanın neticesi bugün gerçekleşiyor. Şimdi açılacak bu perdenin hiç kapanmamasını istiyor, gençlerimize sonsuz başarılar diliyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”
Perde görülmeye değer bir alkışla açılır. Hülleci sahnededir. Oyun büyük bir başarı ile sahnelenir ve bittiğinde seyircinin alkışı doruk noktasına ulaşır. Oyuncular ve izleyiciler büyük mutluluk içinde; 4 Şubat 1965’i Ordu tiyatro tarihinde unutulamayacak bir gün olarak hala hatırlarlar. Efsane oyun kadrosu içinde yer alan ve ülke çapında tanınmış İstanbul Şehir Tiyatrosu oyuncularından Ergun KÖKNAR ve Suna PEKUYSAL’ın Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu bünyesinde sahne almaları, tiyatro severler için büyük mutluluk kaynağı olmuştur.
Hülleci, gazeteci Erol ATAŞAN’ın organizasyonu ile turneye çıkar ve ilk turne Giresun da gerçekleşir. Karadeniz’in tüm il ve ilçelerinde sahnelenen oyun Erzurum, Bayburt ve Aşkale de de sahnelenir. Artık OBKT bölge tiyatrosu kimliği ile de anılmaya başlamıştır.